Page 24 - 23Nisan HTML
P. 24
Babama neden gözlerimin diğer çocuklar gibi altında, kucağında uyuttu bizi. Korktuğum
görmediğini defalarca sordum elbette. Bana gibi büyük bir aslan yolumuzu kesmedi.
ÇÖLÜN UCUNDAKİ AYDINLIK “Oğlum, bu ülkemizde çok rastlanan bir durum. Kaplumbağalar, kertenkeleler ve bazı yılanlar
ÇÖLÜN UCUNDAKİ AYDINLIK
görmüş İbrahim. Onlar da bize engel olmadı.
Bizim buralarda çocuklar bazen doğuştan
görmez, bazen de insanlarımız yaşarken kör Şehre geldiğimizde çok yorulduğumuz doğru.
olur. Seni bir doktora götürmeyi çok isterdim. Hastanenin kapısından girerken bizi iyi kalpli
Adım Ayodele. Afrika’nın bir köyünde arkadaşım. 12 yaşındayım. Çok merak ettiğim Ama buna gücüm yok. Zaten yakınlarımızda ne
yaşıyorum. Adım "Eve neşe getirdi." anlamına yıldızları hiç göremedim. Annemin, babamın bir hastane ne de doktor var.” der. insanlar karşıladı. Bir rüyada gibiydim. Hâlâ
gözlerimi açacak doktorların burada olduğuna
geliyor ülkem Nijer’de. Yedi kardeşiz. Ailenin yüzünü ve kardeşleriminkini de…
ilk çocuğuyum. Annem ve babam doğduğum Bana kırmızıyı tarif etmemi isteseniz bilemem Babam bunları söylerken sesi öyle üzgün çıkar inanamıyordum. Bizim çok uzaktan geldiğimizi
gün çok sevinmiş olmalılar ki bana bu ismi ya da gökyüzündeki bulutları, ellerimin nasıl ki onu daha fazla üzmemek için konuyu hemen öğrenince yakından ilgilendiler.
vermişler. olduğunu, saçlarımın şeklini, köyümüzün kapatırım. Ertesi gün kendimi bir masanın üstünde
Adım gibi evimize neşe getirmek isterdim ortasından akan dereyi sorsanız sadece Ülkemde açlık, kıtlık yaşanır sık sık! Evimizi uzanıyor buldum. Sonra kolumdan bir iğne
ama ben doğarken hüznü de beraberimde hissettiklerimi anlatabilirim. Akan suyun sesini, babam ve annem birlikte yapmış. Basit briketten yapıldı. Kulağıma tatlı şeyler fısıldadı şefkatli bir
getirmişim. Çünkü diğer çocuklardan farklıyım. bana dokunan annemin ellerindeki şefkati kulübemiz, bir gözden ibaret. En çok milet (bir ses. Artık uyku vakti diyordu… Hadi bakalım tatlı
Görme yeteneğim doğuştan yok. Körlük sadece... çeşit ekin) çorbası içeriz, bazen de babamın uykular.
deyişiyle talihi yaver giderse dereden balık
dedikleri şey dünyaya geldiğimden beri benim Söz dinledim. Uyumuşum, hem de çok derin.
tutup getirir. O gün evimiz bayram yeri gibidir. O güne kadar olmadığı kadar çok uyumuşum.
Kardeşim İbrahim, bir gün koşarak yanıma Uyandığımda gözümde sargılar vardı.
geldi ve dedi ki: -Her şey yolunda gitti, dedi yine aynı ses. Yarın
- Sana müthiş bir haber getirdim Ayodele! Sen sargını açıncaya kadar şimdi dinlen bakalım
de dünyayı görebilirsin. küçük adam.
-Nasıl yani, dedim. Yalnızca karanlığı O gece zaman geçmek bilmedi. Sabaha kadar
görebiliyorum ya ben! yatağımda meraktan dönüp durdum. Sonra
-Bir haber dinledim radyoda. Uzaklardaki bir İbrahim beni kolumdan tutup bahçeye çıkardı.
şehre doktorlar gelmiş çok uzak bir ülkeden. Bir el gelip sargıları açtı. Ve göz kapaklarımdan
Görmeyen gözleri açabilen!.. içeri sızan o muhteşem aydınlık! Gözlerimi
-Hangi şehirmiş acaba? kırpıştırdım. O an üstüme çevrilmiş gözleri
-Babam bilir belki. gördüm.
Yeşil giysili biri, yani doktorum,
Sonra koşup babama anlattı İbrahim. Radyoda
haber dönüp duruyordu. Birlikte dinledik -Merhaba Ayodele, dedi. Beni gördüğünü
yeniden. söyleyebilir misin?
-Tesova bize çok uzak, dedi babam. Aramızda -Görüyorum, dedim büyük bir sevinçle… Sizi
upuzun bir çöl var. Oraya gitmek kaç günlük iş. görüyorum, diğerlerini de…
İbrahim koşup upuzun bir ağaç dalı koparıp Gördüğüm her yüz gülüyordu. Ben de onlara
geldi. gülüyordum. Sonra gökyüzüne baktım ve
bulutları gördüm.
-Bunun ucundan tutacaksın, dedi bana. Sonra
O an kendimi onların üzerinde hissediyordum.
babama döndü. Çok uzaklardan gelerek bana yeni bir hayat
-Seni böyle takip edebiliriz baba. armağan eden Türkiyeli doktor amcalara çok
Babam, önce iki küçük çocukla böyle uzun bir teşekkür ettim. Dünyamız çok güzelmiş. Renkleri
yolculuğa çıkmaya korktu. görmek de çok heyecanlı…
-Çöl geceleri tehlikelidir, dedi. Sandığınızdan Şimdi köyümde kardeşlerim ve arkadaşlarımla
soğuk olur, kum fırtınaları, yırtıcı hayvanlar… koşup oynuyorum. Dünyanın öbür ucundan
Biz İbrahim’le öyle kararlı durduk ki, gelip bana yardım eden o insanları ise hiçbir
-Çölü geçebiliriz, dedik. Seni yolda zaman unutmayacağım!
üzmeyeceğimize söz veriyoruz baba.
Yola çıktığımızda içimde sevinçten başka Nehir AYDIN GÖKDUMAN
bir şey yoktu. Karanlık bir geceden aydınlık bir (Nijer seyahatim sırasında dinlediğim gerçek
sabaha doğru yol alıyor gibiydim. O yüzden hayat hikâyesinden uyarlanmıştır.)
bacaklarım her zamankinden güçlüydü.
Adımlarım her günkünden hızlı.
20 Melek TAŞTAN Üç gün, üç gece yol gittik. Çöl gündüz sıcak, 21
gece soğuktu. Babam geceleri elbisesinin