Page 25 - 23Nisan HTML
P. 25

Babama neden gözlerimin diğer çocuklar gibi          altında,  kucağında  uyuttu  bizi.  Korktuğum
        görmediğini  defalarca  sordum  elbette.  Bana         gibi  büyük  bir  aslan  yolumuzu  kesmedi.
 ÇÖLÜN UCUNDAKİ AYDINLIK  “Oğlum, bu ülkemizde çok rastlanan bir durum.   Kaplumbağalar,  kertenkeleler  ve  bazı  yılanlar
 ÇÖLÜN UCUNDAKİ AYDINLIK
                                                               görmüş İbrahim. Onlar da bize engel olmadı.
        Bizim  buralarda  çocuklar  bazen  doğuştan
        görmez,  bazen  de  insanlarımız  yaşarken  kör         Şehre geldiğimizde çok yorulduğumuz doğru.
        olur.  Seni  bir  doktora  götürmeyi  çok  isterdim.   Hastanenin  kapısından  girerken  bizi  iyi  kalpli
 Adım  Ayodele.  Afrika’nın  bir  köyünde   arkadaşım.  12 yaşındayım.  Çok  merak  ettiğim   Ama buna gücüm yok. Zaten yakınlarımızda ne
 yaşıyorum. Adım "Eve neşe getirdi."  anlamına   yıldızları  hiç  göremedim.  Annemin,  babamın   bir hastane ne de doktor var.”  der.   insanlar  karşıladı.  Bir  rüyada  gibiydim.  Hâlâ
                                                               gözlerimi açacak doktorların burada olduğuna
 geliyor  ülkem  Nijer’de.  Yedi  kardeşiz.  Ailenin   yüzünü ve kardeşleriminkini de…
 ilk çocuğuyum. Annem ve babam doğduğum   Bana kırmızıyı tarif etmemi isteseniz bilemem   Babam bunları söylerken sesi öyle üzgün çıkar   inanamıyordum. Bizim çok uzaktan geldiğimizi
 gün  çok  sevinmiş  olmalılar  ki  bana  bu  ismi   ya  da  gökyüzündeki  bulutları,  ellerimin  nasıl   ki onu daha fazla üzmemek için konuyu hemen   öğrenince yakından ilgilendiler.
 vermişler.  olduğunu,  saçlarımın  şeklini,  köyümüzün   kapatırım.    Ertesi  gün  kendimi  bir  masanın  üstünde
 Adım  gibi  evimize  neşe  getirmek  isterdim   ortasından  akan  dereyi  sorsanız  sadece   Ülkemde  açlık,  kıtlık  yaşanır  sık  sık!  Evimizi   uzanıyor  buldum.  Sonra  kolumdan  bir  iğne
 ama  ben  doğarken  hüznü  de  beraberimde   hissettiklerimi anlatabilirim. Akan suyun sesini,   babam ve annem birlikte yapmış. Basit briketten   yapıldı. Kulağıma tatlı şeyler fısıldadı şefkatli bir
 getirmişim. Çünkü diğer çocuklardan farklıyım.   bana  dokunan  annemin  ellerindeki  şefkati   kulübemiz, bir gözden ibaret. En çok milet (bir   ses. Artık uyku vakti diyordu… Hadi bakalım tatlı
 Görme  yeteneğim  doğuştan  yok.  Körlük   sadece...  çeşit  ekin)    çorbası  içeriz,  bazen  de  babamın   uykular.
        deyişiyle  talihi  yaver  giderse  dereden  balık
 dedikleri şey dünyaya geldiğimden beri benim                   Söz dinledim. Uyumuşum, hem de çok derin.
        tutup getirir. O gün evimiz bayram yeri gibidir.       O güne kadar olmadığı kadar çok uyumuşum.
          Kardeşim  İbrahim,  bir  gün  koşarak  yanıma        Uyandığımda gözümde sargılar vardı.
        geldi ve dedi ki:                                       -Her şey yolunda gitti, dedi yine aynı ses. Yarın
          - Sana müthiş bir haber getirdim Ayodele! Sen        sargını  açıncaya  kadar  şimdi  dinlen  bakalım
        de dünyayı görebilirsin.                               küçük adam.
          -Nasıl  yani,  dedim.    Yalnızca  karanlığı          O gece zaman geçmek bilmedi. Sabaha kadar
        görebiliyorum ya ben!                                  yatağımda  meraktan  dönüp  durdum.  Sonra
          -Bir haber dinledim radyoda.  Uzaklardaki bir        İbrahim beni kolumdan tutup bahçeye çıkardı.
        şehre  doktorlar  gelmiş  çok  uzak  bir  ülkeden.     Bir el gelip sargıları açtı. Ve göz kapaklarımdan
        Görmeyen gözleri açabilen!..                           içeri  sızan  o  muhteşem  aydınlık!  Gözlerimi
          -Hangi şehirmiş acaba?                               kırpıştırdım.  O  an  üstüme  çevrilmiş  gözleri
          -Babam bilir belki.                                  gördüm.
                                                                Yeşil giysili biri, yani doktorum,
          Sonra koşup babama anlattı İbrahim. Radyoda
        haber  dönüp  duruyordu.  Birlikte  dinledik            -Merhaba  Ayodele,  dedi.  Beni  gördüğünü
        yeniden.                                               söyleyebilir misin?
          -Tesova bize çok uzak, dedi babam. Aramızda           -Görüyorum,  dedim  büyük  bir  sevinçle…  Sizi
        upuzun bir çöl var. Oraya gitmek kaç günlük iş.        görüyorum, diğerlerini de…
          İbrahim  koşup  upuzun  bir  ağaç  dalı  koparıp      Gördüğüm her yüz gülüyordu. Ben de onlara
        geldi.                                                 gülüyordum.  Sonra  gökyüzüne  baktım  ve
                                                               bulutları gördüm.
          -Bunun ucundan tutacaksın, dedi bana. Sonra
                                                                O an kendimi onların üzerinde hissediyordum.
        babama döndü.                                          Çok  uzaklardan  gelerek  bana  yeni  bir  hayat
          -Seni böyle takip edebiliriz baba.                   armağan  eden  Türkiyeli  doktor  amcalara  çok
          Babam, önce iki küçük çocukla böyle uzun bir         teşekkür ettim. Dünyamız çok güzelmiş. Renkleri
        yolculuğa çıkmaya korktu.                              görmek de çok heyecanlı…
          -Çöl  geceleri  tehlikelidir,  dedi.  Sandığınızdan   Şimdi köyümde kardeşlerim ve arkadaşlarımla
        soğuk olur, kum fırtınaları, yırtıcı hayvanlar…        koşup  oynuyorum.  Dünyanın  öbür  ucundan
          Biz İbrahim’le öyle kararlı durduk ki,               gelip  bana  yardım  eden  o  insanları  ise  hiçbir
          -Çölü    geçebiliriz,   dedik.    Seni    yolda      zaman unutmayacağım!
        üzmeyeceğimize söz veriyoruz baba.
          Yola  çıktığımızda  içimde  sevinçten  başka                               Nehir AYDIN GÖKDUMAN
        bir şey yoktu. Karanlık bir geceden aydınlık bir         (Nijer seyahatim sırasında dinlediğim gerçek
        sabaha  doğru  yol  alıyor  gibiydim.  O  yüzden                    hayat hikâyesinden uyarlanmıştır.)
        bacaklarım     her    zamankinden       güçlüydü.
        Adımlarım her günkünden hızlı.
 20  Melek TAŞTAN  Üç gün, üç gece yol gittik. Çöl gündüz sıcak,                                            21
        gece  soğuktu.  Babam  geceleri  elbisesinin
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30